Kurdeleler Serisi, 45x30 Cm. 24/400 Edisyon (Serigrafi) (İmzalı)
Bu muhteşem serigrafi eserler Doğançay'ın büyük beğeni toplayan "Kurdeleler (Ribbons)" serisine veda niteliği taşıdıklarından, çok rağbet görmüşlerdir.
Kurdeleler (Ribbons) Serisi, duvar temalı olmasına rağmen stilize edilmiş ve gölgeleri kompozisyona dahil ederek, obje (duvarlardan yırtılan kağıt) ile eşit önem verilmiştir.
Share
Ask a question
Ask a question
Burhan Doğançay 1929 yılında İstanbul’da doğdu. Babası ve ilk hocası ressam ve harita subayı Adil Doğançay’dır.
1950 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Bölümünden mezun oldu. 1953 yılında da Paris Üniversitesinde Ekonomi konusunda doktora yaptı. Çocukluğundan itibaren babası tarafında resme yönlendirilen Doğançay ekonomi eğitimi alırken aynı zamanda Académie de la Grande Chaumière'de sanat kurslarına katıldı. İlk eserlerinde şehir duvarlarından ilham alan Doğançay, birçok karma sergiye katıldı. Doktorasını bitirip Ankara’ya döndükten sonra babasıyla birlikte “Sanatseverler Kulübü” bünyesinde sergiler açtı. 1961 yılında beş eseri 22. Devlet Resim Heykel Sergisine kabul edildi.
1962 yılında New York’a giderek oraya yerleşti. 1964 yılında bir eseri müze müdürü Thomas Messer tarafından Guggenheim Müzesine alındı. Eserlerinde en çok kullandığı temalardan olan şehir duvarlarını resmetmeye de ilk olarak bu yıllarda başladı.
1970’li yıllarda fotoğraf sanatına başlayan Burhan Doğançay 114 ülkeyi dolaşarak “Dünya Duvarları” adı altında şehir duvarlarını ölümsüzleştirdi. Bu proje önce Paris’te Centre Georges Pompidou’da, sonra akabinde Brüksel’de Palais des Beaux-Arts, ve Montreal’de Musée d'Art Contemporain’de sergilendi.
1983 yılında Fransa’nın ünlü halı merkezi Aubusson, birçok ünlü ressam gibi Doğançay’ın eserlerini de halı olarak dokudu.
2001 yılında ilk retrospektif sergisini Dolmabahçe Sarayı Sergi Salonunda gerçekleştirdi.
2004 yılında kurulan Doğançay Müzesinde sanatçının çocukluğundan son dönemlerine kadar her dönemine ait yapıtlar izlenilebilir.
2009 yılında “Mavi Senfoni” isimli tablosu, Murat Ülker tarafından 2,2 milyon TL’ye (1,7 milyon Dolar) alınarak Türkiye’de satılan en pahalı eser oldu.
Eserleri yurt içinde ve dışında birçok müzeye giren sanatçı 16 Ocak 2013 günü İstanbul’da vefat etmiştir.